Alevilik ve Bektaşilik Araştırmaları Sitesi

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Araştırmalar Türkçe

Makalelerde yer alan görüşler yazarlarına aittir. Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları Sitesini bağlamaz.

Osmanlı Devlet Erkinden Türkmenlerin Dışlanması

Yazdır PDF

aaa_dede_sazli.gif
İsmail Onarlı

Osmanlı Devleti’nin kuruluş sürecinde Türkmen boy ve oymak beylerinin, babalarının, dedelerinin, şeyhlerinin, dervişlerinin önemli işlevleri vardır. Beylik’ten imparatorluğa 150 yıllık geçiş sürecinde aşama aşama Alevi Türkmen Beyleri ve İnanç önderleri ve toplulukları “Devletin Yapısal 0rganizasyonu”ndan atılmışlardır. Anadolu Beylikleri de askeri güç kullanılarak tasfiye edilmiş, bu beylikteki Türkmenler sınır boylarına sürülerek zorunlu iskâna tabi tutulmuşlardır.

Başlangıçta Osmanlılar ülkelerine “RUM” diyorlardı. Yavuz’dan sonra ise “Osmanlı ya da “Devlet-i âl-i Osman” denilmeye başlandı. Osmanlı Devlet yönetimi

(Divan ve saray) ile Kapukulu Askerleri, dirlik sahipleri; “Türk olmayan” dönmelerden oluşmaktaydı. Bu dönme devşirmeler; asker ya da yönetici olarak eğitilerek ve Türkçe öğretilerek devlette görev alıyorlardı. Osmanlı Hanedanlığı etrafında oluşturulan helozonik dönme Asker-Sivil yönetici sınıfın başında hanedan aileden bir “sultan” olan devlet “Despotik” ve üretim ilişkileri de feodal yapıda idi. Türklük açısından baktığımızda Akkoyunlu ve Safevi Devletleri; Osmanlılardan daha çok Türk’tür. Osmanlılar da Türkler “akıl ve idrak yoksunu” ikinci sınıf vatandaşlar olup, Ermeni-Rum-Yahudi-Kürt-Arap vb. unsurlar daha önplandaydı.

Devamını oku...

Diyanet: Yolun Sonu Görünüyor!..

Yazdır PDF

aaa_asiklar.gif
Ali Yaman

Ülkemizde yüzyıllardır sürmekte olan birçok sorunlar vardır. Biz bu makalemizde inanç sorunları ve bu bağlamda din işlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) konularına genel de olsa değinmek istiyoruz. İnanç sorunu, diyanet sorunu, dinsel ayrımcılık sorunu ne derseniz deyin böyle bir sorun var. Bu sorun çerçevesinde DİB zaman zaman yöneltilen eleştirilerin ana hedefi haline gelmektedir. Böyle zamanlarda Diyanet görevlileri 2-3 cümle söyleyerek konuyu bir dahaki tartışmaya kadar kapamaya çalışmaktadırlar.

Aslında Türkiye’de varolan bu din ve diyanet sorununun nedeni olarak salt DİB’i görmek kolaycılık olur ve bu sağlıklı bir yaklaşım değildir. Onlar görülüyor ki varolan statünün sürmesine taraftırlar ve hallerinden memnundurlar. Ancak bugünkü bu durum bir sonuçtur.

Bugün Türkiye’de inanç hizmetlerinde sorun vardır. Ve bu sorun sürekli ertelenmektedir. Çünkü din ve diyanetten sorumlu zümreler bu tekellerinden vazgeçmeye pek niyetli görünmemektedirler. Alevilik konusuna kamusal alanda ve akademik düzeyde ilgi gösterilmemesinde hükümet edenler, diğer siyasiler, Türkiye’de din işlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakülteleri sorumludurlar. Bu konudaki gerçeklerin bugün ortaya çıkmasını engelleyenler, doğruları kamuoyu ve medyadan gizleyenler birgün bu konudaki tarafgir yaklaşımları ortaya çıktığında utanmayacaklar mı acaba? Bu kurumlardaki egemen zihniyetin Aleviliğe pek de sıcak bakmayan veya sıcak bakar gözüküp gerçekleri değiştiren, onları anlamaya çalışmayan bir anlayışa sahip olunduğu dikkat çekicidir. Alevilerin inançsal ve kültürel istek ve taleplerini anlamayan ve önyargıların hakim olduğu şu örneklere bakalım:

Devamını oku...

Sivas Katliamı : Alevilerin Kanayan Yarası

Yazdır PDF

aaa_koylu.gif
Ali Yıldırım

I. KANLI SİVAS’TAN OZANLAR ŞEHRİ’NE

Pir Sultan kızıydım ben de Banaz’da
Kanlı yaş akıttım baharda yazda
Dedemi astılar KANLI SİVAS’TA

Darağacı ağlar Pir Sultan deyü

Pir Sultan Abdal’ın tarihsel duruşundan mıdır nedir bilinmez yakın zamana kadar Sivas denilince akla Pir Sultan ve Alevilik gelirdi.

Ne var ki Sivas Alevilerin nazarında Pir Sultan’ın asıldığı şehir olarak pek makbul bir sicile sahip değildir. Yine de Aleviler bu olayı bir kan davasına dönüştürmemişler, iktidar mensupları ile Sivaslı sıradan insanı ayırmışlar ve Sivas’a “ozanlar şehri” olarak sahip çıkmışlardır. Hatta yetiştirdiği ozanlar dolayısıyla Sivas’ın ayrıcalıklı, özel bir yeri vardır denilebilir. Nasıl olmasın ki Ağahi, Aşık Veli, Ali İzzet, Aşık Veysel, Kemter ve daha niceleri... Sivas toprağında yetişmemiş miydi?

Sivas şehri’nin kara tarihi/talihi cumhuriyetle bir parça dönmüştür. Çünkü Sivas köhne Osmanlı’nın yerine kurulan genç Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı yerlerden biri olmuştur. Bundan dolayıdır ki Sivas Şehri demokrat ilerici kimliğiyle bilinmiş, anılmıştır.

Devamını oku...

Alevi Kimliği: Bir Anketin Sonuçları...

Yazdır PDF

aaa_kemence.gif
İsmail Kaplan, Köln
(Alevilerin Sesi Genel Yayın Yönetmeni)

Ekim 1995 den Aralık 1999 a kadar, Alevi derneklerinde yapılan dizi seminerlerde10 ayrı şehirde, isteyenlerle ortak Alevi değerlerini tesbit etmeyi amaçlayan bir anket uygulandı. Her seminerde bu anket uygulanmadı. Anketin uygulandığı şehirler ve uygulanma tarihleri şöyle: Hamburg (11.10.95), Oberhausen (21.10.95), Bremen (22.11.95 ve 4.4.97), Köln (12.1.96 ve 19.10.96), Neumünster (22.3.97), Lübeck (8..6.97), Miltenberg (20.9.98), Wuppertal (27.2.99), Lauenburg (21.3.99) ve Lichtenfels (13.6.99).

Bu seminerler Alevi dernekleri tarafından düzenlendi ve duyuruldu. Seminerlere katılım isteğe bağlı olarak gerçekleşti. Seminerlere katılanlar arasında, bazı derneklerde gençlerin bazılarında ise yetişkin ve yaşlıların ağırlıkta olduğu görülüyordu. Çoğu şehirde kadın katılımcılar, yarıdan daha az bir orandaydılar.

Seminerlerin başlangıcında; tek soruluk bu anket tanıtılarak katılanlardan isteğe bağlı olarak ankete isim yazmadan katılmaları istendi. Bilimsel iddiası olan bir anket için gerekli olan yaş katagorisi, cinsiyet gibi temel sorular, asıl amacın “Alevi öğretisi” üzerine seminer olması nedeniyle sorulmadı. Anket sadece yan bir ürün olarak izleyicileri ısındırmayı ve ilgileri üzerine genel bir bilgi edinmeyi amaçlıyordu. Seminerlere katılanlardan açıktan anket yapmak istemeyen olmadı. Ama değişik nedenlerden dolayı; örneğin; görevli olanlardan ve seminerlere geç gelenlerden bazı kişilerin anket kağıtları almadıkları görüldü. Ankete katılanlardan 390 kişi anket kağıtlarını cevapladı. Geri verilen anket kağıtlarının değerlendirilmesi sonucunda, Alevi kimliğinin odaklaşmasına ilişkin ilginç bulgular ortaya çıktı.

Devamını oku...

Avrupadaki Cemevlerinin Sorunları

Yazdır PDF

aaa_sahkulu.gif
Şenay Kaya 

Özellikle son on yılda Avrupa’nın hemen hemen her tarafında Cemevleri açılmaktadır. Alevi insanı asırlardan beri özlemini çektiği kültürünü, inancını yaşayacağı, örf, adet, gelenek ve göreneklerini uygulayabileceği bir Cemevi´ne gereksinim duymaktadır. Osmanlı döneminde yapılan zulümler yetmezmiş gibi çağımızda da Maraş, Çorum, ve buna benzer olaylarla saldırılara maruz kalan Aleviler, artık yapılanlara karşı bir şeyler yapılması gerektiği bilincine varmışlardır. Sivas’ta yapılan saldırı da Alevi örgütlenmesini hızlandırmış, güçlendirmiştir. Geçmişte olduğu gibi yaşanılan zulümler, kıyımlar, saldırılar karşısında çaresiz kalarak değil, kendilerini daha iyi bir şekilde koruyabilmeleri için örgütlenmenin gerektiğini anlayan Aleviler, artık günümüzde sünni kardeşleri gibi eşit haklara sahip olabilmenin mücadelesini vermekte kararlıdırlar. Avrupa'da yapılanma süreci içerisinde olan Cemevleri’nin çeşitli sorunları vardır.

Devamını oku...

Sayfa 9 / 21

You are here: Anasayfa