Alevilik ve Bektaşilik Araştırmaları Sitesi

  • Full Screen
  • Wide Screen
  • Narrow Screen
  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

Diyanete neşter şart

Yazdır PDF

Alevi katılımcılardan Doç. Dr. Ali Yaman, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeni anayasada mutlaka neşter vurulması gereken bir kurum olduğunu söyledi

12.03.2012 BELMA AKÇURA

20120312 milliyet “Yeni Anayasa’nın Çerçevesi” başlığıyla toplanan 26. Abant Platformu’nun üçüncü gün toplantısında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konumu tartışılırken Diyanet işlerinin yapısı ve işleyişine yönelik sert değerlendirmeler yapıldı. Bolu Abant Palas Oteli’nde devam eden “İnanç Özgürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din Dersleri” konulu oturumu Prof. Dr. Mete Tunçay yönetti.
İSAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın, konuşmasında Din derslerinin, laiklik ve din-vicdan özgürlüğüne aykırı din derslerini tamamen ortadan kaldırılması, yerine bu derslerin nesnel, objektif olmasının sağlanması gerektiğini belirtti. Aydın misyonerlik konusuna da değinerek insanların dini tanımayarak dinsiz yapıldığını belirtmesi ve bölgenin yapısına göre bu eğitimlerin verilebileceğini söyleyince Alevi katılımcılar tarafından eleştirildi.

Devamını oku http://gundem.milliyet.com.tr/diyanete-nester-sart/gundem/gundemdetay/12.03.2012/1514081/default.htm

ANADOLU'DA YAŞAYAN DERGAHLAR

Yazdır PDF

hubyar_cemi1.gifSivas - Samsun - Amasya - Tokat - Çorum - Yozgat Çevresi Dergahları ve Tekkeleri

Eraslan DOĞANAY (Hubyar Ocağı Dedelerinden)

Not: Eraslan Dede "Tecellasıyla, Temennasıyla, Kuzusuyla, Kurbanıyla, Cemiyle" Alevi inancını, erkanını yürüten Hubyar ocağına mensup bir dedemizdir. Kendisi Ocağı ve o çevredeki diğer Dergahlarla ilgili yıllardır gördüklerini yaşadıklarını bu kitapta sunmuştur. Biz burada bu kitabın bir bölümünü ilgilenen Araştırmacılar ve Canlarımız için sunuyoruz. Ayrıca dileyenler bu kitabı aşağıdaki isteme adresi ve Can yayınlarından edinebilirler

 

ÖNSÖZ

Bilindiği üzere Anadolu’da Alevilik konusu ne yazık ki bu güne kadar ihmal edilmiş, Anadolu ve Balkanlar’da yüzyıllardır “Alevi, Bektaşi” sözcükleri adeta bir tabu şeklinde varlığını sürdürmüştür. Bu sözcüklere kötü anlamlar yüklenmek suretiyle halk sindirilmek istenmiş, dahası bu konular siyasete alet edilmiştir. Dedikodularla ve kulaktan dolma bilgilerle Sünni halk Alevi, Bektaşi, Kızılbaş ve Rafızi diye anılan güzel Anadolu insanlarına karşı kışkırtılmıştır. Bunun sonucunda daha sonra tarihe kara birer leke olarak geçen Çorum, Maraş, Sivas ve Gazi Mahallesi Olayları gibi utanç verici olaylar yaşanmıştır. Ancak artık eskiye oranla kimliklerini çok daha rahat ifadelendirebilen Aleviler baskılarla ve yaşanan hızlı sosyal değişim sürecinde unutmaya başladıkları inançlarını, kültürlerini yeniden keşfettiler. Her ne kadar bu keşif ağır aksak ilerlese de bu keşif bugün de hala yaşanmaktadır.

Devamını oku...

HÜNKAR HACI BEKTAŞ-I VELİ (Doğ. ? – Öl. 669/1271)

Yazdır PDF

haci bektas
Yüzyıllardır Anadolu ve Balkanlar’da büyük nüfuz sahibi olmuş Bektaşi tarikatının kurucusu ve bu bölgelerde yaşayan Alevi-Bektaşi toplulukların piridir. Varolan kaynaklardan XIII. yüzyılda yaşadığı anlaşılmakta olup, çağdaşı olan diğer halk velileri gibi onun da yaşamı yarı-menkıbevi verilerle örülmüş durumdadır. Onun adını taşıyan ve Yeseviliğin kollarından olan Bektaşilik tarikatının nüfuzu sayesinde, Türk inanç ve kültürü Balkanlara ve Avrupa’ya kadar ulaşabilmiştir.

Hacı Bektâş-ı Velî hakkında bilgi veren en önemli kaynaklar Âşık Paşa’nın oğlu Elvan Çelebi’nin Menâkıbü’l-kudsiyye, Ahmet Eflaki’nin Menâkıbü’l-ârifîn, XV. yy.’a ait bir eser olan Menâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî (Vilayetnâme), Lamii Çelebi’nin Nefehât Tercümesi, Aşıkpaşazade’nin Tevârîh-i Âl-i Osmân, Taşköprizâde’nin eş-Şekaiku’n-numâniyye olarak ifade edilebilir.

Hacı Bektâş-ı Velî’nin, XIII. yüzyılda meydana gelen Moğol istilasının yol açtığı büyük göç hareketleri ile mensup olduğu Çepni oymağının bir kolu olan Bektaşlı oymağı ile birlikte Anadolu’ya geldiği söylenebilir. Tarihimizde Horasan Erenleri, Rum Abdalları gibi değişik adlarla anılan ve birçoğunun kökeni Yesevilikle de alakalı olan Vefailik, Babailik, Haydarilik, Horasan Melametiliği gibi akımlara mensup sufilerdendir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin de dahil olduğu bu Türkmen babaları, göçebe, yarı göçebe kitlelere daha uygun gelen bir İslam anlayışının yayıcısı kolonizatör dervişler geleneğindendir. Onun Yesevilikle olan bağı Menâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî’nin yanısıra diğer kaynaklardaki verilerden de açıkça anlaşılmaktadır.

Devamını oku...

Şah-ı Kerbela İmam Hüseyin

Yazdır PDF

Gündüz hayalimde gece düşümde
Gel dinim imanım İmam Hüseyin
Yılın oniki ay sabah seherinde
Her dertlere derman İmam Hüseyin


Dividim var kalem tutmam elimde
Hakkın kelamın okurum dilimde
Muhammedin sancağının dibinde
Salınır da mazlum İmam Hüseyin


Pir Sultan ne güzel bulmuş yerini
Ben pirime kurban verdim serimi
Muaviye oğlu Mülcem soyunu
Sürülsün dergahtan der İmam Hüseyin


Muharrem Arefesi Dostları

Yazdır

aaa_aykan1.gif
Muharrem kimileri için matem ayıdır, kimileri içinse telaş ayı. Zilhicce’den Muharrem’e ilerlediğimiz şu günlerde Türkiye siyasetinde yine ev ödevlerini ihmal etmiş bir öğrencinin mahcubiyeti söz konusu. Aleviler’in eşit yurttaşlık taleplerine, temel hak ve özgürlüklerine ilişkin tatmin edici tek bir adım atmayı beceremeyen bir hükümet ve meclis, Kadıköy’deki yüzbinleri duymamakta ısrarcı. Siyasi partilerimiz gerekli yasal ve anayasal değişiklikler için ortak bir adım atmaktansa, Aleviler’i en çok sevenin kendileri olduğunu haykırmaya devam ediyorlar.

Aleviler ise mırıldanmakta: “Neyleyim ben böyle yâri, bana söylenmeyen diller mi kaldı, yanarım yanarım boşa yanarım.” Kendilerine duyulan sevginin ne büyük bir sevgi olduğunu Aleviler bu sene de yakından hissettiler. Sultanbeyli’de cemevini yıkmaya yeminli bir belediyenin dozerlerine karşı uykusuz gecelerde tetikte bekleyen Aleviler, artık mahallelerinin yeni ismi olan “Yavuz Sultan Selim”e alışmaya çalışıyorlar. Kendilerine gönderilen bu sevgi mesajını almamış olmalarından endişe eden bir belediye zabıtası “Yavuz Selim size az yapmış, bir Yavuz daha lazım” diyerek muhabbetlerinin derinliğini ifade ediyor.

Devamını oku...

Sayfa 7 / 9

You are here: Anasayfa